621

İnandığınız şeyleri değil, tarafından inandırıldığınız ve bunu başarmalarına yol verdiğiniz insanları alkışlayın. Dünyanın benciliyetinde en büyük paya sahip feodal beylere hayranlık duyun. Kendi ırgatları olarak sizi sürdüğü duygusal hezeyan tarlalarında, avcunuza bıraktıkları iki kuruş anlayışa tamah edin. "Sistemin çarklarını işlemeyeceği gün"ü bekleyin ama siz hiç hareket etmeyin. Sadece içten içe üzülüp kefeninize özlemle sarılacağınız günü kurtuluş gününüz olarak geleceğe not edin. Yalnızlığı sistematik bir ceza olarak uyguladıklarının farkındayken, hiçbir şey yokmuşçasına, çiğ bir sıcaklık ve samimi ortam yaratmanın ortak gen havuzundaki en mükemmel özellik olduğunu haykıran toplumunuzun çağrısına kulak verin. Kendi cemaatinizi kurmaya cesaretiniz olmadığı için ya da buna değmeyeceğini bildiğiniz için diyelim, varolanlardan birine katılın. Hep alkış tutun ve karşılık bekleyerek yitip gidin. Kendi fikrinizin değersiz olduğuna inandıranlara haklılığının karşılığını vermek için gece gündüz kendinizi helak edin, sonunda kendi fikrinizin değersiz olduğuna gönülden bağlanın. Öyle bir inanç sistemi kurun ki kendi sesinize kulak vermeye meylettiğiniz anda önlenemez bir tiksinti ile mide bulantınızı geçirmek için çareler aranın. Hep susun. Başkalarının konuşmasına tüm zamanınızı verin. Ofansif bir davranış biçimi olarak çok konuşmak insanlığa armağan edilmiş en güzel reddediştir. Buna izin verin.
Sizi ezip geçmelerine, üzerinize basa basa yok etmelerine, kişiliğinizi yakmalarına, izole edip yok saymalarına hepsine ama hepsine izin verin.
Çünkü sınanmadıkça hatırlamanın ve geri dönüşün çaresi yok.

"Daha fazla varolmak yok. Tamamen hiçlik."

605

Kafamı toprağın en derinine, kor'a yakın bir yerlere gömüp hepinizden, seslerden, kopya hayatlardan, zorlama anılardan, samimiyetsiz mutluluklardan, yargılardan, bir daha asla dönemeyeceğim bir mesafe ile uzaklaşmak istiyorum. Ayaklarımı dünyanın en uzağındaki bir beton parçasına sokmak istiyorum. Burnumu kırıp tekrar, kalan parçalarımdan çekmek istiyorum. Kulaklarımı kesip sade bir törenle denize atmak istiyorum. Evimden çok çok uzaklara gidip inanılmaz bir özlemle eve dönebilmeyi istiyorum.

Tüm bunlar dışında elimi kolumu nereye koyacağımı bilmiyorum.